Namaz, bir Müslümanın günde beş kez yüzünü kıbleye dönerek Allah’a ibadet ettiği, kendisini her şeyden soyutladığı, nefis muhasebesi yaptığı bir ibadettir.
Namazın her bir bölümü ve hareketi, belirli bir anlam taşır ve belirli bir biçimde gerçekleştirilmesi gerekir.
Bu bölümlerden biri de rükûdur.
Rükû Nedir?
Rükû, namazın içindeki farzlardan biridir. Kıraatten sonra, elleri dizlere koyarak eğilmeyi ifade eder. Rükû sözlükte “eğilmek” anlamına gelir ve namazın ana unsurlarından biridir.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) uygulamasına en uygun rükû şekli, sırt ve baş düz bir satıh oluşturacak biçimde eğilmektir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) rükûya vardığı zaman iki elini diz kapaklarına iyice yaslar, parmaklarının arasını açar, sonra belini dümdüz yapar ve başını yukarı kaldırmazdı.
Rükû Nasıl Yapılır?
Erkekler ve kadınlar arasında rükûnun yapılışında bazı farklılıklar bulunmaktadır.
Erkeklerde rükû yaparken, ellerle parmak araları açık olarak diz kapakları kaplanır, bel yerle paralel olacak şekilde düz tutulur, bacak ile kollar gergin olur ve gözler ayak uçlarına bakar. Dizler bükülmeden dik tutulmalıdır.
Kadınlarda rükû ise biraz farklıdır. Ayaklar az açık, baş sırt hizasına gelmeyecek kadar az eğik, dizler ile dirsekler hafif bükük ve gözler ayak uçlarına bakar. El parmak aralarını açmazlar ve dizlerini tutmazlar, sadece ellerini dizin üzerine gelecek şekilde baldıra koyarlar. Sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha az eğilirler.
Rükûda Bekleme ve Kavme
Rükûda tarif edilen bu duruşta bir müddet beklemek ve yine rükûdan doğrulup, secdeye varmadan önce uzuvları sakin oluncaya değin bir süre kıyam vaziyetinde beklemek (kavme) Hanefi mezhebine göre vacipken, diğer üç mezhebe göre farzdır.
Bekleme ve kavme süresinin asgari ölçüsü “sübhânellâhi’l azîm” diyecek kadar durmaktır.
Sonuç
Rükûnun tam ve doğru bir şekilde yapılması, namazın tam anlamıyla yerine getirilmesi için büyük önem taşır.
“Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.”
Hac Suresi (77. Ayet)
Bu ayet, rükûnun namaz kılmak isteyen her kul için sadece bir hareket değil, aynı zamanda ibadetin ve teslimiyetin bir ifadesi olduğunu hatırlatır.
Önerilen Yazı: Namaz Terimleri