Namaz kılmak müminler için büyük bir ibadet ve Allah’a yaklaşmanın en önemli yollarından biridir. Namaz, birçok önemli unsuru içerir. Bu unsurlar, namazın farzları, vacipleri ve sünnetlerinden oluşur.
Namazın içindeki farzlardan ve namaz terimlerinden biri de “kıraat“tir.
Kıraat, Arapça bir kelime olup “okumak” anlamına gelir.
Namazda kıraat Kur’an-ı Kerim’in birden fazla kelime olan ayetlerini ve surelerini namaz sırasında okuma eylemini ifade eder.
Namazda Kıraat
Namaz, bir dizi rükün ve şart içerir. Kıraat, bu rükünlerden yani namazın içindeki farzlardan biridir.
Kur’an-ı Kerim’den okunan ayetler veya sureler, namazda kıraat olarak nitelendirilir.
Fıkıh mezhepleri arasında, kıraatin namazdaki yerine ve önemine dair geniş bir görüş birliği bulunmaktadır.
Tüm mezhepler, namazın rükünlerinden birinin kıraat olduğunu ve bu rüknün yerine getirilmesinin namazın sahih olması için zorunlu olduğunu kabul ederler. Bununla birlikte, kıraatin ne zaman ve nasıl yapılacağına dair bazı farklılıklar bulunur.
Kıraat Miktarı
Namazda okunması gereken kıraat miktarı konusunda farklı görüşler mevcuttur.
Hanefi mezhebine göre, kıraatin farz olan miktarı en az üç kısa ayet veya buna denk bir uzun ayet olabilir. İhtiyata uygun olması sebebiyle, mezhepte genellikle üç kısa ayet veya buna denk bir uzun ayet okunması görüşü ağırlık kazanmıştır.
Kıraat Yükümlülüğü
Hanefi mezhebine göre, hem imamın açıktan okuduğu namaz rekatlarında hem de gizliden kıraat yaptığı namaz rekatlarında imamın kıraati yeterlidir.
Diğer mezheplere göre ise, kıraat yükümlülüğü imam ve yalnız başına kılan için olduğu gibi, imama uyan için de geçerlidir.
Ancak, imama uyan kişi, kıraatin gizli yapıldığı namazda Fatiha suresini ve ardından eklenecek zammı sureyi, açıktan kıraatli namazda ise Şafiler’e göre sadece Fatiha’yı okurken, Maliki ve Hanbeliler’e göre bir şey okumayıp yalnızca dinler.